Günümüzde birçok genç, geleneksel meslekleri tercih etmekte zorlanırken, ata mesleği arıcılığı sahiplenen bir genç girişimci, hem yerel hem de uluslararası düzeyde büyük bir başarıya imza atıyor. 800 kovan ile bal üretimi yapan bu genç arıcı, ürettiği kaliteli bal ile yurt dışında da önemli siparişler almayı başardı. Bu durum, arıcılığın sadece yerel bir zanaat olarak kalmayıp, global ölçekte de bir iş fırsatına dönüşebileceğini göstermekte.
Çocukluğundan beri ailesinin çiftliğinde arıcılık yapan 25 yaşındaki Mehmet, atalarından kalma bu geleneği modern yöntemlerle buluşturarak gelişmiş bir iş modeli haline getirdi. Zamanla gelişen teknoloji ve arıcılığındaki tecrübesi sayesinde, bal üretiminde hem kaliteden hem de verimden ödün vermeden hizmet veriyor. Kendi ürettiği organik bala duyulan ilginin her geçen gün arttığını dile getiren Mehmet, 'İçinde bulunduğumuz yıl, müşteri portföyümde yurt dışından gelen siparişler de var. Elde ettiğimiz ürünleri özellikle Avrupa ve Orta Doğu ülkelerine göndermekteyiz. Sürdürülebilir bir tarım anlayışıyla ürettiğimiz balın kalitesi, alıcılar tarafından takdir ediliyor' diye konuştu.
Mehmet, yurt dışından gelen siparişleri almakla kalmayıp, işini daha da büyütmek için çeşitli pazarlama stratejileri geliştiriyor. Sosyal medya üzerinden gerçekleştirdiği tanıtım çalışmaları, ona dünya genelinden dikkat çeken bir müşteri kitlesi kazandırdı. Bu sayede, özellikle organik ve doğal ürünlere olan talebin yüksek olduğu pazarların kapılarını araladığını vurgulayan Mehmet, 'Artık sadece yerel marketlere değil, dış pazarlarla da bağlantı kurabiliyoruz. Bu sayede hem yerel ekonomimize katkı sağlıyoruz hem de yurt dışında Türkiye'nin doğal ürünlerini tanıtma şansını elde ediyoruz' dedi.
Gelecek için hedefleri arasında yeni kovanlar kurmak ve daha fazla üretim yapmak olduğunu ekleyen Mehmet, attığı adımların sürdürülebilir tarıma katkı sağladığını ve çiftçilerin kalıcı kazanç elde etmelerini mümkün kıldığını söyledi. ‘Sadece ben değil, bu sektördeki diğer çiftçilerin de benzer başarı hikayelerine imza atabileceğine inanıyorum. Birlikte çalışarak arıcılığın önemini artırabiliriz’ şeklinde görüş belirten genç arıcı, arıcılığın ülkemizin tarımsal potansiyelinin önemli bir parçası olduğunu düşünüyor.
Sonuç olarak, Mehmet gibi gençlerin, geleneksel meslekleri modern bir iş modeli haline getirerek hem kendi geleceklerini şekillendirdiği hem de ata topraklarımızın kültürel mirasını geleceğe taşıdığı gözler önüne seriliyor. Arıcılık, yalnızca bir meslek değil, doğayla bütünleşmiş bir yaşam biçimi olarak karşımıza çıkıyor ve bu yaşam biçimini benimseyen gençlerin çoğalması, hem tarım ekonomisine hem de toplumun sürdürülebilir gelişimine katkı sağlıyor.