İstanbul'da gerçekleştirilen büyük bir anti-terör operasyonu, kentteki birçok belediyeyi sarstı. İstanbul Emniyet Müdürlüğü'ne bağlı Terörle Mücadele Şube Müdürlüğü, Devrimci Halk Kurtuluş Cephesi (DHKP-C) ile ilişkili olduğu iddia edilen kişilere yönelik düzenlediği operasyonda 35 kişiyi gözaltına aldı. Bu operasyonun en dikkat çekici noktalarından biri, Beyoğlu Belediyesi eski başkanı Şükrü Genç'in de gözaltına alındığı bilgisi oldu. Bu durum, İstanbul'da kamuoyunda geniş yankı buldu.
İstanbul genelinde sabah saatlerinde eş zamanlı baskınlar gerçekleştirildi. Emniyet güçleri, önceden belirlenen adreslere özel ekiplerle girdi. Yapılan operasyonun amacının, DHKP-C'nin İstanbul'daki yapılanmasına darbe vurmak olduğu bildirildi. Bu kapsamda gözaltına alınan kişiler arasında farklı meslek gruplarından insanlar yer alıyor. Bunun yanı sıra, bazı sosyal medya platformlarında DHKP-C ile bağlantılı eylemleri destekleyen ifadelerle gündeme gelen isimler de listede yer aldı.
Eski Beyoğlu Belediye Başkanı Şükrü Genç'in gözaltına alınması, yerel yönetimlerde daha önceki dönemdeki uygulamalarla ilgili pek çok spekülasyonun ortaya atılmasına sebep oldu. Genç'in, geçmişteki siyasi duruşuyla bilinen iki yüzlü bir karakter olduğu ve DHKP-C ile irtibatları olduğuna dair çeşitli yorumlar yapılmaya başlandı. Bu durum, polis operasyonunun sadece terörle mücadele değil, aynı zamanda yerel siyaset dinamiklerini sorgulayan bir niteliğe sahip olduğunu gösteriyor.
Operasyonun ardından sosyal medyada oldukça hızlı bir şekilde tepkiler oluştu. Birçok kullanıcı, bu gözaltıların siyasi bir hesaplaşma mı yoksa gerçek anlamda bir terörle mücadele mi olduğu konusunda tartışmalar yaptılar. Bazı kullanıcılar, bunu siyasi bir operasyon olarak nitelerken, diğerleri ise terör örgütleriyle mücadele adına atılan önemli bir adım olarak değerlendirdi. Gazetelerde, operasyonun detaylarına ve gözaltına alınan kişilerin kim olduğuna dair birçok haber yer aldı. Bunun yanı sıra, gözaltılarla ilgili kamuoyunu bilgilendiren açıklamalar da yapılmakta.
Emniyet yetkilileri, DHKP-C'nin son yıllardaki eylemlerine ve özellikle gençleri hedef alan propagandalara karşı daha etkin bir mücadele yürütmeyi hedeflediklerini söylediler. Bu süreçte, gözaltına alınanların ifadelerinin alınarak, daha geniş bir soruşturma yapılması bekleniyor. Ayrıca, diğer şehirlerde de benzer operasyonların yapılabileceği yönünde duyumlar alınmakta. İstanbul'da yakalanan kişilerin, terör örgütünün farklı kollarına ait olduğu belirtiliyor ve gözaltıların, örgütün finansal ve sosyal ağlarının daşhatakları açısından soruşturmaların temellendirilmesine yardımcı olması bekleniyor.
Şükrü Genç'in durumu, İstanbul'daki siyasi iklimin karmaşıklığını gözler önüne seriyor. Siyasi partiler arasında yaşanan kutuplaşma, belediyelerdeki politikaların ve uygulamaların tartışılmasına neden oluyor. Özellikle sol görüşlü belediyelerin, hükümetle girdiği çatışmalar, bu tür operasyonların arka planında yatan sebepler arasında gösteriliyor. Bazı analistler, bu operasyonun, hükümetin muhalefeti sindirmek ve kendi kontrolünü sağlamak amacıyla yaptığı bir hamle olarak gördüğünü belirtiyor.
Sonuç olarak, İstanbul'da gerçekleştirilen DHKP-C operasyonu, sadece terörle mücadele bağlamında değil, aynı zamanda yerel yönetimlerle ilgili siyasi tartışmaları da yeniden alevlendirmiş durumda. Gözaltına alınanların durumu ve sürecin nasıl gelişeceği, ilerleyen günlerde Türkiye gündeminde önemli bir yer tutmaya devam edecek. Kamuoyu, gözaltına alınanların akıbetini ve operasyonun sonuçlarını merakla bekliyor. Tüm bu gelişmeler, İstanbul’da ve ülke genelinde güvenlik politikalarının nasıl şekilleneceği konusunda yeni tartışmaların kapısını aralıyor.